Geçen hafta AD metriğimizi tanıttığımız yazıyı büyük bir ilgili ile karşıladınız. Bu bizim motivasyonumuzu fazlasıyla arttırdı. Ancak yapılacak çok şey var.
Bizler de AD’yi her geçen gün daha fazla tanıyoruz. Mutlaka yapabileceklerinin bir sınırı olmasına rağmen, limitleri yalnızca zorlayarak keşfedebiliriz.
Bugün ise top hakimiyeti rakamlarına el attık.
Malumunuz günümüz futbolunda işler biraz daha radikalleşmeye başladı. Oyun, deyim yerindeyse kuşatma savaşını andırıyor. Ne demek istiyorum? Bir taraf topuyla tüfeğiyle rakip kalenin önüne geliyor ve surların arasından bir gedik açmaya çalışıyor. Diğer taraf ise sabırla bekliyor ve ani saldırılarla düşmanı vuruyor.
Olay her takım için bu kadar basit değil. (Eğer Manchester City değilseniz.) Futbol en nihayetinde bir denge oyunudur. Doksan dakikanın her bir aralığında farklı oyun anlayışları görmek mümkündür. Lakin top hakimiyetini bir çubuk olarak görürsek, bu çubuğun solunda “Topu Rakibe Bırakan” ve sağında da “Topa Sahip Olan” yazsa, kimse en uçlarda yer almaz. Son düdük çaldığında %60-%40 ya da %49-%50 gibi sayılar top hakimiyetinde yazılır.
Tek maç için çıkarım yapmak doğru olmasa bile sezon sonunda her takımın topa sahip olma oranı belli bir çizgide sabitlenir. 2019-2020 Spor Toto Süper Lig’deki tabloya bir bakış atalım.
Takımlar | Top Hakimiyet Ortalaması |
Fenerbahçe | %60.3 |
Beşiktaş | %59.9 |
Galatasaray | %58.4 |
Yeni Malatyaspor | %51 |
İstanbul Başakşehir | %50.8 |
Trabzonspor | %50.5 |
Konyaspor | %49.7 |
Göztepe | %49.3 |
Alanyaspor | %48.8 |
Sivasspor | %48.7 |
Rizespor | %48.3 |
Kayserispor | %48.3 |
Gençlerbirliği | %47.5 |
Kasımpaşa | %46.9 |
Antalyaspor | %46.2 |
Gaziantep | %46 |
Denizlispor | %45.4 |
Ankaragücü | %42.9 |
Top hakimiyeti istatistiği yıllardır çokça eleştiriliyor. Çünkü mesele topla çok oynamak değil, kaliteli bir şekilde oynamaktır. Kendi yarı sahanda maç bitene kadar paslaşırsın ve %90 sahip olma ile gol bile atamazsın.
İşte burada AD devreye giriyor. AD doğası gereği gol ihtimalini arttıran aksiyonları bulup, buna göre puanlıyor. Dolayısıyla basit bir matematik hesabı ile top hakimiyetinin kalitesini ölçmek mümkün.
15 Aralık 2019’da oynanan Sivasspor-Fenerbahçe maçına gidelim. Karşılaşma ev sahibinin 3-1’lik üstünlüğü ile sonuçlandı. Sarı Kanaryalar 1184 kez toplu aksiyon yaparken, Yigidolar ise 693’te kaldı. Bu rakamlara göre deplasman ekibi 1184 / (1184 + 693) = %63’lük üstünlüğe sahip. Fakat tabelada yazan çok farklı. O halde bir de AD’ye kulak verelim.
Fenerbahçe aksiyon başına 0.00176 AD kazandı. Sivasspor ise 0.00458.
Arada tam dört kat var.
Yeni bir formül yazarak bunu orana dönüştürelim.
(FB’nin Aksiyon Sayısı * Ort. AD) / ((FB’nin Aksiyon Sayısı * Ort. AD) + (Sivas’ın Aksiyon Sayısı * Ort. AD))
= (1184 * 0.00176) / ((1184 * 0.00176) + (693 * 0.00458))
= %39 (Fenerbahçe için)
Fenerbahçe’nin %63’lük hakimiyetinin perde arkasından %39’luk bir kalite çıktı.
Tam tersi, Sivasspor ise az topla çok başarılı işler yapmış.
Aynı mantaliteyle ölçtüğümüz lig bazındaki grafiğimize bakalım.
Yeşille gösterilen takımlar, ortalama topla hakimiyetlerinin üstünde bir kalite ile oyunu oynamışlar. Zaten Başakşehir, Trabzonspor, Sivasspor ve Alanyaspor bunu lig sonundaki sıralamada da gösterdi. Üst sıralarda yer alıp, negatif tablo çizen takımlar arasında Fenerbahçe en büyük düşüşü yaşayan ekip olarak karşımıza çıkıyor.
AD’li top hakimiyeti kalitesi bize ne gösteriyor?
En önemli göstergesi, farklı taktiksel anlayışlara sahip takımları belli bir standart dahilinde değerlendirmesi. Yukarıdaki grafiğe yeniden bakarsanız, AD kalitesine göre sıralama ile lig sıralaması arasında çok güçlü bir korelasyon olduğunu görürsünüz. Halbuki normal top hakimiyeti oranları ile sıralama arasında orta düzeyde bir korelasyon vardı.
Takımlar | AD’li Top Hak. Kalitesi | Lig Sıralaması |
İstanbul Başakşehir | %58.7 | 1 |
Trabzonspor | %58.1 | 2 |
Alanyaspor | %57.2 | 5 |
Beşiktaş | %57.2 | 3 |
Sivasspor | %56.4 | 4 |
Fenerbahçe | %55.6 | 7 |
Galatasaray | %55.5 | 6 |
Antalyaspor | %53.3 | 9 |
Göztepe | %48.6 | 11 |
Kasımpaşa | %47.2 | 10 |
Rizespor | %46.2 | 15 |
Yeni Malatyaspor | %46.1 | 16 |
Konyaspor | %45.4 | 13 |
Gaziantep | %44.9 | 8 |
Ankaragücü | %43.2 | 18 |
Kayserispor | %42.7 | 17 |
Gençlerbirliği | %42.1 | 12 |
Denizlispor | %40.7 | 14 |
İkinci bir konu ise takım-taktik-oyuncu üçlüsü arasındaki ilişki.
Alanyaspor ve Göztepe topa sahip olma olarak birbirlerine oldukça yakınlar. Fakat Alanya kalite olarak çok olumlu bir tablo çizerek, İzmir temsilcisinin aksi yönde bir performans sergilemiş. Bunun arkasında sayısız faktör olması kuvvetle muhtemel. Biz şimdilik bir tanesine odaklanalım.
Sahanın ileriki %40’lık kesime giren ekipler kaç pasta bir şut atıyorlar? Yukarıdaki grafik tam olarak bunu anlatıyor. Beşiktaş, Konya gibi takımlar şut atmadan önce daha fazla pas yaparken, Ankaragücü ve Sivas gibi takımlar az pasla işi bitirme çabasına girmiş. Burada doğru ya da yanlış olan bir durum yok, taktiksel anlayış var.
Alanya ve Göztepe ikilisine geri dönecek olursak, Alanya grafiğin sondan üçüncüsüyken, Göztepe üçüncü sırada.
Yakın top hakimiyeti, uzak şut başına pas…
Günün sonunda turuncu yeşilli ekip kalite tablomuzda zirveyi zorlarken, sarı kırmızılar olduğu yerde kalmış. (Hatta biraz geriye de düşmüş.)
İzmir temsilcisinin Süper Ligin ortalama Şut Başına Pas verisinden hareketle tüm maçlarını değerlendirelim.
Göztepe 34 maçın 15’inde sahanın ileriki %40’lık kesiminde 12.5’ten az pas yaparak şut çekmiş. Geriye kalan 19 karşılaşmada ise topu dolandırmış.Sayılar hemem hemen birbirine yakın. Ancak atılan gollerde ters orantı söz konusu.
Takım | Şut Başına Pas | Maç | Gol |
Göztepe | Az pas ile şut çekme | 15 | 26 |
Göztepe | Çok pas ile şut çekme | 19 | 18 |
Dikkat ettiyseniz Sarı Kırmızılar daha direkt oynadıkları 15 maçta 26 gol atarken, kalanlarda sadece 18 kez fileler havalandırmış. Üstelik bu rakam maç başına 1 golden bile az.
Alanyaspor da ise durum daha farklı. Güçlü ve zayıf yönlerini bilen, oyun anlayışında buna göre ısrar eden bir ekip söz konusu.
Takım | Şut Başına Pas | Maç | Gol |
Alanyaspor | Az pas ile şut çekme | 25 | 53 |
Alanyaspor | Çok pas ile şut çekme | 9 | 8 |
“Şut Başına Pas” istatistiği bize ciddi bir tablo çiziyor. Ancak burada vurgulamalıyım ki Alanyaspor az pasla hedefe ulaştığı için başarılı oldu veya Göztepe aksini yaptığından dolayı ligi üst sıralarda bitiremedi demiyorum. Buna sebep olan bir çok faktör vardır. Ancak ortada genel bir çerçeve var. Ve hem AD hem de Şut Başına Pas bir araya geldiğinde bu genel çerçeveyi akla yatkın anlatıyor.
Yazıyı Göztepe’nin iki maçı ile kapatmak istiyorum.
İlk maçımız 27 Ekim 2019’da oynanan Göztepe-Kasımpaşa karşılaşması.
Göztepe hem topla daha fazla oynayan hem de şut atmak için rakibinin yarı sahasında daha fazla pas yapan taraf. Ancak AD Hücum oyun akışı grafiğinde Kasımpaşa’nın bariz bir üstünlüğü söz konusu. Rakip yarı sahasına girdiği anda neredeyse 8 pasta bir şut çekmiş. Top hakimiyeti %44 olmasın rağmen %79’luk bir kaliteyle oynamış. Ve 4-1 kazanmasını bilmiş.
21 Aralık 2019’daki başka bir maça gidelim.
Göztepe’nin Galatasaray ile oynadığı maçta bu sefer tam tersi bir senaryo mevcut. Hem topa hakim olan hem de hedefine topu dolaştırarak giden taraf deplasman ekibiyken, ev sahibi AD olarak üstün vaziyette. Dikkat ederseniz, Göztepe’nin Şut Başına Pas verisi 12.5’ten az olursa daha fazla gol attığını göstermiştik. Bu maç onlardan sadece bir tanesi.
Sonuç
AD pozisyon kalitesi bize veri scoutingi açısından çok değerli bir bilgi veriyor. Genelde futbol analitik çevresi oyuncu benzerliği yaparak, hedef oyuncu yerine alınacak isimleri listeler.
Fakat işin takım boyutu çok önemli. Mevcut kadrosunu güçlendirmek isteyen takımların, geniş oyuncu havuzu içinden kendileriyle benzer tarzda oynayan takımlara odaklanması başlangıç aşamasında iyi bir filtre vazifesi görür. Burada ikinci bir filtre ise AD Top Hakimiyeti kalitesi olacaktır.
Topu genelde rakibe verip, az pasla hedefine giden bir teknik direktör, kadrosunda bu oyunu en iyi oynayan oyuncular ister. AD Top Hakimiyeti Kalitesi ise bunu tespit etmek için biçilmiş bir kaftan.
Veriyle kalın…
Veri Analiz Sorumlusu
Henüz yorum yok